ref: refs/heads/v3.0

Türkiye’de nerede kamp tatili yapabilirim?

Akbük, Muğla,İğneada Longoz Ormanları, Edirne,Gökçetepe, Saros Körfezi, Çanakkale,Cunda Adası, Balıkesir,Kaş, Antalya,Ayder Yaylası,Borçka Yaylası,Samistal Yaylası,Perşembe Yaylası,

Akbük, Muğla

Gökova Körfezi’nin göz alıcı kıyılarından biri olan Akbük ile tanıştınız mı? Akbük’ün tertemiz ve ışıl ışıl bir denizi var. Kampçılar için önem taşıyan tatlı su kaynakları da çevrede mevcut. İskelenin bir ucunda ise sıralanmış minik tekneler göreceksiniz. Bu ufacık teknelerle körfezde bir tur atıp gününüze renk katabilirsiniz. Akbük’ün doğası sizi kendisine çekecek. Uzun ağaçların gölgesinde serinlemek yaz aylarındaki en güzel his olabilir. Burada sadece kedi ve köpekler değil ördek ve kaz sürüleri de oldukça evcil. Dilerseniz kıyının herhangi bir yerine havlunuzu atabilir ve denize girebilirsiniz. Ayrıca devasa iskeleye de bayılacaksınız. Akbük olabildiğince sakin ve doğanın sesini duyabildiğiniz bir yer. Doğa yürüyüşü yapmak için harika bir ortam sunuyor. Ağaçlı yol size tatlı rüzgarıyla yürüyüş boyu eşlik etmeye hazır. Sohbetlerin konusu Türkiye’de kamp tatili olduğunda Akbük adı mutlaka en az bir kez anılır. Türkiye’de nerede Çadır tatili yapabilirim?

İğneada Longoz Ormanları, Edirne

Longoz Ormanları, saatlerce çadırınızdan dışarıyı izleme isteği uyandıran benzersiz bir doğa harikası. Beğendik Köyü’nün arkasındaki bu oksijen deposu orman Erikli, Saka ve Mert göllerini kapsayan muhteşem bir alan. Ormana veya köye yakın yere çadırınızı kurabilir, vaktinizin çoğunu yüzerek ya da doğa yürüyüşleriyle bölgeyi keşfederek geçirebilirsiniz. Buranın kendine has ve nadir görülen bir ekosistemi var. Dişbudak, kızılağaç, göl soğanı ve kara leylek gibi pek çok canlıyla karşılaşacaksınız. Çadırınızı kurmak için Beğendik Köyü ormanının göllerle ve İğneada’dan akan deniz suyuyla bir araya geldiği alanı öneriyoruz. Sabah kahvaltılarınızdan birini köyde yapmalısınız. Misafirperver halk sizi gördüğünde sevinecek, yöresel tatlar kendinizi sanki bir ziyafetteymişsiniz gibi hissettirecek. Türkiye’de nerede karavan tatili yapabilirim?

Gökçetepe, Saros Körfezi, Çanakkale

Kendisinden gizli cennet olarak da bahsedilen Gökçetepe mavisiyle de yeşiliyle de hayranlık veren bir doğa mucizesi. Filmlerde görürüz ya hani, başroldeki oyuncu uzun bir yolu geride bıraktığı anda güneş yüzüne çarpar ve büyüleyici bir yer dikkatini çeker. Gökçetepe Tabiat Parkı işte o yerlerden biri. Köy yolu ve ayçiçeği tarlalarından sonra denizle buluştuğunuz yolu takip edince tabiat parkını göreceksiniz. Park size birden fazla konaklama türü sunuyor. Dilerseniz çadırda, dilerseniz bungalov odada, dilerseniz karavanda kalabiliyorsunuz. Küçük tepelerin denizle bir araya geldiği, uzun uzun ağaçların gölgelik alanlar yarattığı bu yerde ilk tavsiyemiz ayakkabılarınızı çıkarıp toprağa yalın ayak basmanız olacak. Şehrin kalabalığından kaçarak derin bir nefes almayı hak ettiniz, temiz havayı içinize çekerek tatilinize başlayabilirsiniz. Deniz kıyısında iki farklı iskele var. Deniz kıyısına ağaç gölgeleri düştüğünde iskelelerden biri gölgede kalıyor ancak diğeri genelde güneşin altında kalıyor. Eğer yiyecek malzemenizi getirdiyseniz kendin pişir kendin ye taktiğini uygulayabilirsiniz. Yanınıza erzağınızı almadıysanız da parkın içinde mini restoranlar var. Gece parkın en tepesine çıkıp gökyüzünü seyretmelisiniz. Bulutlar yoğun değilse inanılmaz bir yıldız manzarasıyla karşılaşacaksınız.

Cunda Adası, Balıkesir

Balıkesir’in en harika yerlerinden biri olan Cunda Adası’nın dinginliği ve kendi halindeliği sizi kendine çekecek. Ağaç dallarının rüzgarla sallandığı, burnunuza her an bir tutam deniz kokusunun çalındığı ve güneşin batarken huzurun yükseldiği bir yer düşünün. Evet orası Cunda Adası. Buraya hem tekneyle hem de araçla gitme fırsatınız var. Çadır alanları olabildiğince geniş ve çadırlar birbirinden epey uzak mesafede. Butik ve otantik kafeleri, restoranları var. Tabii dilerseniz kendi yiyeceğinizi kendiniz de hazırlayabilirsiniz. Cunda’nın upuzun sahilinde yürümek ve şeffaf sularında yüzmekten fazlasıyla zevk alacaksınız. Adanın iç taraflarına doğru yürüdüğünüzde nostaljik bir hava sizi saracak. Arnavut kaldırımları ve taş yapıları göreceksiniz. Türkiye’nin kamp tatili için en doğru yerlerden biri olduğunu bir kez daha hissedeceksiniz.

Kaş, Antalya

Biri Türkiye’de kamp tatili mi dedi? O zaman Kaş’ta kamp tatili övgüleri başlasın. Biraz mübalağayı hoş görürseniz Kaş’ın bitki örtüsü çadır ve bungalov evlerden oluşuyor diyebiliriz. Antalya’ya bağlı olan tatil beldesinin neredeyse her yeri çadır kurmaya uygun. Beldenin cıvıl cıvıl neşesi, temiz havanın kaynağı ağaçları, boylu boyunca uzanan plajları ve gizemli tarihi atmosferi sizi kendine çekecek. Çadırınızı kurduktan sonra ilk işiniz koşa koşa denize girmek olacaktır. Kalkan Mahallesi’nden ulaşabileceğiniz Kaputaş Plajı, sizi berrak suyu ve kumsalıyla karşılayacak. Plajın yanında bir kanyon girişi göreceksiniz. İşte o kanyondan akan sularla deniz, berraklığını korumaya devam ediyor. Bir başka dünya harikası Gelemiş Mahallesi’ndeki Patara Plajı ise ziyaretçilerini her seferinde yeniden kendine hayran bırakıyor. Işıltılı kumsal ve hafiften esen rüzgar kendinizi bir Yeşilçam filminin içindeymiş gibi hissetmenize neden olacak. Zamanında pek çok filmde fon olarak burası kullanılmış. Burası yüzmenin yanında rüzgar sörfü yapmak için de ideal. Bu doğal hazineye deniz kaplumbağaları yumurtalarını bırakıyor. Farklı canlı çeşitlerini, mercan oluşumlarını ve karides sürülerini görmek isterseniz tekneye atlayıp Mavi Mağara’yı ziyaret etmelisiniz. Tarihe yakından bakma için de beldenin en tepesindeki Phellos Antik Kenti’ne çıkmalısınız. Bu durakların keyfini çıkardıktan sonra Kıbrıs Kanyonu ve Saklıkent Kanyonu ile tatilinizi taçlandırın. Doğal oluşumun, serin suyun ve bitki çeşitliliğinin muhteşemliği karşısında bir süre hayranlıkla kalakalın. Kaş’ta mutluluğun formülü belli: Gündüzleri doğada, geceleri çadırdasınız. (kaynak:turkishairlines.com)

Günlük yaşamın telaşından ve kalabalığından uzaklaşıp ferah bir nefes almak isterseniz Sizin için önerimiz Karadeniz yaylaları olacaktır. 

Perşembe Yaylası, Ordu

Ordu’nun Aybastı ilçesine yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunan Perşembe Yaylası, yemyeşil ovalarda zarifçe kıvrılan menderesleri ile ünlü. Göletten akan sularla oluşan menderesleri kolay kolay başka yerde göremezsiniz. Çadırınızı kurduktan sonra hemen yaylanın ortasındaki Karga Tepesi’ne çıkıp menderesleri seyretmelisiniz. Özellikle gün batımında manzara büyüleyici oluyor. Yayla havasının gündüzleri sıcak, geceleri ise serin olduğunu düşünerek hazırlanmanızı öneriyoruz. Göletin etrafı genelde sakin olduğu için kuşların seslerinde huzur bulacaksınız. Ziyaret etmeniz gereken duraklardan biri de Çiseli Şelalesi. Dört bir yanı saran yemyeşil bitkilerin arasında olmak çok hoşunuza gidecek. Amacınız oksijenden daha fazlasıysa yaylanın meşhur ızgaracılarına uğramalısınız. Yöresel yemekleri tadabileceğiniz gibi etkinliklerden de mahrum kalmayın. Burada hem yamaç paraşütü hem de safari yapabilirsiniz. Perşembe Yaylası, isterseniz huzuru isterseniz heyecanı bulabileceğiniz müthiş bir Karadeniz yaylası.

Samistal Yaylası, Rize

Doğal güzelliği, bol oksijeni ve misafirperver yöre halkıyla Samistal Yaylası her an sizi ağırlamaya hazır. Bu civarda elektrik olmadığı için gözünüze çarpan ışıklar genelde güneş ve yıldızlardan gelmiş olacak. Huzura ulaşmak için tek yapmanız gereken buraya gelirken tüm ihtiyaçlarınızı yanınıza almak ve bir süre buradan ayrılmamak. Unutmayın, Kaçkar Dağları’nın en yüksek tepesindesiniz ve buranın tadını çıkarmalısınız. Çadırınızı kurduktan sonra yaylada gezintiye çıkın. Samistal-Hazindak tarihi göç yolunda mutlaka yürüyün. Eski zamanlardan kalan ve hala bozulmamış taşlarla bezeli yolun etkisinde kalacaksınız. Yaylanın alt kısımlarındaki Palovit Şelalesi’ne gitmenizi öneriyoruz. Burada yöre halkının fazlasıyla güler yüzlü ve yardımsever olduğunu fark edeceksiniz. Bu arada belirtmeliyiz, yayladaki evleri izin alarak ziyaret edebilirsiniz. Doğallığın ve içtenliğin yaylası Samistal böyle harika bir yer işte.

Ayder Yaylası, Rize

Her mevsimde şölen havası yaratan ve her nefesinizde ferahlatan Ayder Yaylası Karadeniz’in gözbebeği. Burada pek çok doğa harikasıyla karşılaşacaksınız. Çadırınızı kamp alanlarından birine bırakın ve huzur dolu maceranız başlasın. Ayder, doğal güzelliklerinin yanında tarihi zenginlikleriyle de etkileyici. Eski zamanlardan bugüne kadar kalan Zilkale ile Yukarı Kale’yi görmelisiniz. Orta Çağ ve Osmanlı izlerine rastlayacağınız kalelerde görkemli su sarnıçları dikkatinizi çekecek. Bölgedeki en eski yapılardan biri olan Şenyuva Köprüsü ve Çat Köprüsü’nde yürüyüşe çıkıp ayaklarınızın altından akan suyun sesine kulak vermelisiniz. Su sesiyle yüzme aşkına kapılırsanız bir ucu Ayder’den geçen Palovit Şelalesi’ne ya da Gelintülü Şelalesi’ne gidin. Geceleri ise gökyüzünü seyretmeyi ihmal etmeyin. Yıldızlar ve bulutlar sanki elinizi uzatsanız dokunabilecekmişsiniz gibi hissettirecek. Duygusallıktan çok macera peşindeyseniz zirve tırmanışları, kanoculuk, safari, sportif balıkçılık ve deltaplan uçuşu size çok iyi gelecek. Yaylanın kaynak suyu ve yerel kahvesi yorgunluğunuzu alıp götürecek. Hediyelik eşya arıyorsanız civarda yöresel kıyafetlerden el yapımı eşyalara kadar pek çok ilgi çekici eşya bulabilirsiniz. Mümkünse tatilinizi uzatıp yaylacılıkla ilgilenerek tıpkı bir Ayder yerlisi gibi yaşayabilirsiniz.

Borçka Yaylası, Artvin

Artvin’in harikalar diyarı, Karadeniz yaylası Borçka’da unutulmaz bir tatil için çadırınızı toplayıp yola koyulun. Yol boyunca oksijenin her noktaya yayıldığını hissedecek ve yeşilin binbir farklı tonunu göreceksiniz. Yaylaya gittiğinizde Karagöl’ü ziyaret etmeli ve alabalıkları yakından izlemelisiniz. Göl çevresindeki ormanların derinliklerinde boz ayı ve vaşaklarla karşılaşabilirsiniz. Kampınızı göl kenarına kurup tesislere de kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Keyifli bir piknik için Maral Şelalesi ideal. Şelaleden sonra ise rotada Karçal Dağları var. Dağ eteklerindeki bitkilerin kokuları kendinizi gerçekten bir masal diyarında hissetmenizi sağlayacak. Yaylanın duraklarını halkından öğrenmelisiniz. Merkezde bulunan İbrikli Kilisesi’ne dair neredeyse yazılı hiçbir bilgi olmamasına rağmen halkın anlatacağı efsaneler heyecan verici. Misafirperver ve içten tavırları da ayrı bir etkileyici. Camili Gorgit Tabiatı Koruma Alanı’na en az yarım gününüzü ayırmalısınız. Yaşlı Orman olarak da bilinen bu alana gitmişken yaban mersini de toplamalısınız. Bu masalsı yayla için zihninizde fazlasıyla yer açın.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.